Leyla İle Mecnun, Kerem İle Aslı, Ferhat İle Şirin Ruh Hastası mıydı?

Aşk hastalık mı? Aşk ruhsal bir hastalık mı? Aşk sürecinde ruhsal hastalıkların belirtileri mi ortaya çıkıyor? Leyla ile Mecnun,  Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin hasta mıydılar? Uzman açıklamaları ve detaylar Sağlıkta Haber’de.

Aşk Ne ki?

AŞK, ne ki, bir hastalık hem de ruhsal bir hastalık mı? Günümüz dünyasında aşk evrensel bir olgu olarak kabul ediliyor ve birçok araştırma aşkın kültürel ve bağlamsal koşullardan etkilendiğini söylüyor. Günümüz aşıkları  ise  daha eski kuşaklarca yeterince aşk aşk kokmadığı ve solumadığı yönünde eleştiriliyor. Aşık olma seviyemiz söylenen o ki atalarımızın aşklarının yanından lafı sözü edilmeye değmez bir noktada. Uzmanlar ise aşkı tüm ruhsal hastalıkların kriterlerini içinde barındıran bir coşku hali olarak adlandırıyor. Yani atalarımız kadar olmasa da biz de mi?…

İlişki Deyip Geçmeyin!

Aşk nedir? sorusunun cevabı ruhsal bir hastalıktır olabilir mi?  Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, ‘Aşkın Nörofizyolojisi’ konusunu değerlendirdi.

İlişki kavramının insanın hayatındaki belki de en değerli kavramlardan biri olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Bağ kurmak önemli. İletişim olmazsa nöronlar da insanlar da kuruyup ölüyor. Nöronlar birbirleriyle ne kadar sık iletişim kurarsa aradaki bağlantılar o kadar güçlü olacak” diyor.

Aşk tarifiyle dikkat çeken Dr. Mert Sinan Bingöl, aşkı her iki tarafın da hayal gücüyle ilişkilendiriyor. Aşkı her iki tarafında olumlu yanılsamalara kapıldığı ve diğer kişiye kendisinin idealize ettiği önyargılı bir imgeye dönüştürüp, ona bağlandığı yoğun bir süreç’ olarak adlandırıyor.

Peki Aşk Bir Hastalık mı?

“Aşk, neredeyse tüm psikiyatrik hastalıklara ait kriterleri bünyesinde barındıran coşkunluk hâlidir” diyen Dr. Mert Sinan Bingöl, psikiyatrik hastalıklarda görünen belirtilerin ve bulguların hemen hemen hepsinin bir aşk sürecinde görülebildiğini söylüyor.

Cinsellikte de Romantik Bir İlişkide de Benzer Uyarılıyoruz

Duygularının hissedilebilmesi için bilişsel faktörlerin tek başına yeterli olmadığını, ayrıca belli bir duyguya uygun nörokimyasal ve otonomik sinir sistemi tepkilerinin de olabilmesi gerektiğini belirten Dr. Bingöl, “Cinsel uyarılma sırasında aktive olan beyin bölgeleri romantik aşk sürecinde aktive olanlarla benzerdir.

Aşk ve sevgi ilişkileri, beyindeki ödüllendirme sisteminin (limbik sistem) aktivasyonuna da dayanan karmaşık nörobiyolojik fenomenlerdir.

Görsel ve İşitsel Uyaranların Kesiştiği Nokta

Amigdala; görsel ve işitsel uyaranların kesişme noktasını oluşturması ve limbik sistem, beyin kabuğu ve beyin sapı ile yaptığı yaygın bağlantılar nedeniyle özellikle önem taşır.

Erkekler Pornografiye Bu Sebepten Düşkün…

Erkek amigdalasının dişi amigdalasından yüzde 20 daha büyük olduğu biliniyor. Bu sebeple görsel cinsel uyaranlara erkek amigdalası daha duyarlı. Bu bilgi, erkeklerde pornografinin daha yaygın görülmesini ve kadınların neden görsel uyaranlar karşısında erkekler kadar hızlı uyarılmıyor oluşunu açıklayabilir.”

Anne Babanı Seçemiyorsun, Eşini Seçiyorsun da Nasıl Seçiyorsun?

İnsanların ebeveynlerini, kardeşlerini ya da çocuklarını seçemediğini ama kendi tercihi olarak eşini seçebildiğini dile getiren Doktor. Bingöl, “Onu da büyük oranda bilinçdışı seçiyoruz. Fiziksel çekim, bir kişiyle karşılaştığımızda ilk dikkat ettiğimiz özelliktir. Karşı cinsin yakışıklı veya güzel bulunması gibi dış özellikler, ilişkinin erken aşamalarında en önemli belirleyicilerinden biridir” diye konuştu. /SAĞLIKTA HABER

Kadın sağlığı, erkek sağlığı, anne-bebek sağlığı, cinsel yaşam, diyet, estetik ve daha fazlası Sağlıkta Haber’de

Sağlıkta Haber: Sağlıkta Güvenilir ve Güncel Haber Kaynağınız