Gündüz Kuşağı Kadın Programları Bizi Bizlikten Çıkarıyor!

Gündüz kuşağı kadın programları bizi bizlikten çıkarıyor! Akla durgunluk veren konuların tartışıldığı ve insan ilişkileriyle bizi şaşkınlığa uğratan kadın kuşağı programlarının toplum üzerindeki olumsuz etkisi uzman görüşü ve detayları ile Sağlıkta Haber’de.

Gündüz kuşağı kadın programları kişiyi duyarsız yapıyor

Gündüz kuşağı kadın programları kişi ve toplum üzerindeki olumsuz etkiler yaratıyor. Kadınların gündüz kuşağı kadın programlarının olumsuz etkisinde kaldığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gündüz kuşağı kadın programlarında kötülük tasvir ediliyor. Bu programlar kötülüğü sıradanlaştırıp, normalize ediyor. Çocuk ve ergen gibi saf zihinleri yanıltıp taklide özendiriyor. Kişiyi duyarsız ve kötücül yapıyor” dedi.

Gündüz kuşağı kadın programları kadınları nasıl etkiliyor?

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplumda kadın farkındalığı konusunu değerlendirdi. Gündüz kuşağı kadın programlarının sağlıklı insan ilişkilerine nasıl sekte vurduğunu açıkladı.

Günümüzde kadının çalışmasıyla oluşan bir kültür çatışması yaşanıyor

Günümüzde ataerkil kültür içerisinde kadının çalışmasıyla oluşan bir kültür karmaşası, çatışması yaşandığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “Dünyadaki değişime hazır olmayan kültürler var. Özellikle bazı kültürlerde erkeklerin kadının yeni konumuna hazır olmaması nedeniyle problem yaşanıyor. Kadın erkek ilişkileri, adeta kadın erkek savaşlarına dönüştürüldü. Boşanma oranları tüm dünyada  evlenme oranlarından çok daha fazla.  İlk 5 yılda boşanma oranı Türkiye’de yüzde 38’e ulaşmış durumda.. Avrupa’da ise bu oran yüzde 60-70 civarında. Evlenme de ciddi şekilde azaldı. Evlilik dışı çocuklar Avrupa’da birçok ülkede yüzde 50’nin üzerinde” dedi.

Gündüz kuşağı kadın programları şiddete kapı mı aralıyor?

Bir kadının sosyal hayatta, iş hayatında ve evinde kendini ikincil gibi görmemesi, ötekileştirilmiş gibi görmemesi, hissetmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, “Bu konuda eskiye göre çok mesafe alındı. Kadının ötekileştirilmesi, ‘Sus sen kadınsın’ gibi şekilde yaklaşımlar azaldı ama bunu tolere edemeyen toplumlarda kadına yönelik şiddet çok fazla. Dünyada da kadına yönelik şiddette biz ön sıralardayız maalesef” dedi.

“Kadına yönelik şiddeti önlemek için rehabilitasyon merkezleri kurulmalı”

Prof. Dr. Tarhan, bir süre önce bir günde 8 kadının öldürüldüğünü hatırlatarak, “Çok üzücü bir durum. Bunlar klinik vakalar. Alkol var. Sadece olayları düzeltmeye çalışmak değil, önleyici sağlık da yapmak gerekiyor. Koruyucu ruh sağlığı açısından yaklaşmak gerekiyor, neden bu insan şiddet uyguluyor, bunu bilmek gerekiyor. Tüm dünyada kadın cinayetlerini azaltmak için sırf kanunlar çıkarılmıyor.  Rehabilitasyon merkezleri de kuruluyor. Dünyada rehabilitasyon merkezlerine üç ay zorunlu yatış yapılıyor. Bizde bu rehabilitasyon merkezi kurulamadı.” Diye konuştu.

Gündüz kuşağı kadın programlarında kötülük tasvir ediliyor

“Kadınların toplumsal sorunları içerisinde şu an da benim gördüğüm; ev kadınlarının dizi izleyip zamanlarını boşa harcamaları… Çeşitli dedikodu programları ile lüzumsuz programlara vakit harcamaları. Gündüz kuşağı kadın programlarında kötülük tasvir ediliyor. Bunun kişiye üç zararı var. Birincisi kötülüğü sıradanlaştırıyor, normalize ediyor. İkincisi saf zihinleri; çocuk ve ergenleri yanıltıp taklide özendiriyor, öykündürüyor. Üçüncüsü de kötü şeyleri seyirden zevk almak bir hastalıktır. Sadomazohizmdir… Kişiyi  hem duyarsız hem de kötücül yapar…” diyen Prof. Dr. Tarhan, “Kadınlar gündüz kuşağı kadın programlarını izlemek yerine dernek faaliyetine girsinler. Sosyal sorumluluk faaliyetine girsinler. Böyle bir şeyler yapsalar çok daha iyi olur. Türkiye’deki kadınlar hastalık derecesinde kadın kuşağı programlarının olumsuz etkisinde.” diye kaydetti.

Gündüz kuşağı kadın programlarına çalışan kadınlar ilgi duymuyor

Çalışan kadınların gündüz kuşağı kadın programlarını çok izlemediğini ilgi de duymadığını çünkü meşgul olduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Bence zamanını ve enerjisini bu tarz programlara harcamak yerine topluma katkı sağlayacak, insanlığın yararına, kendini aşacak bir şeyler yapmaya yönlendirmesi daha iyi diye düşünüyorum.” şeklinde sözlerini tamamladı. / SAĞLIKTA HABER

Sağlıkta Haber: Sağlıkta Güvenilir Haber Kaynağınız