Uğradığımız Şiddet Genetik Mirasımız Oluyor
Uğradığımız şiddet bizimle sınırlı kalmıyor. Yaşadığımız şiddet genlerimizde nesiller boyu iz bırakıyor. Büyükanne ve büyükbabalarımızın uğradığı şiddet bize miras kalırken, bizim uğradığımız şiddette sonraki nesillere aktarılıyor. Detaylar Sağlıkta Haber'de.

Uğradığımız şiddet bizimle sınırlı kalmıyor. Yaşadığımız şiddet genlerimizde nesiller boyu iz bırakıyor. Büyükanne ve büyükbabalarımızın uğradığı şiddet bize miras kalırken, bizim uğradığımız şiddette sonraki nesillere aktarılıyor. Detaylar Sağlıkta Haber’de.
Uğradığımız Şiddet Gelecek Nesillere Aktarılıyor
Şiddet ve travmanın insan genetiği üzerindeki etkilerini inceleyen yeni bir araştırma, travmanın biyolojik izlerinin yalnızca maruz kalan bireylerle sınırlı olmadığını, sonraki nesillere de aktarıldığını ortaya koydu.
Araştırma, travmanın nesiller arası aktarımına dair derin ve önemli bir gerçeği sunuyor. Epigenetik biliminin de desteklediği bu durum, özellikle toplumsal travmaların (savaş, soykırım, göç, aile içi şiddet gibi) sonraki kuşakları nasıl etkileyebileceğini gösteriyor.
Şiddeti Gören Biz Olmasak da İzlerini Taşıyoruz
Uluslararası bir araştırma ekibi tarafından yapılan çalışmada, aile geçmişinde şiddet ve travma bulunan kişilerin, doğrudan bu olaylara maruz kalmamış olsalar bile, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal hastalıklara daha yatkın olabileceği tespit edildi. Atalarımızdan miras kalan bu izler, sadece hikayeler veya anılarla sınırlı kalmıyor. Stres tepkilerimizi, dünyayı algılama biçimimizi, hatta bazı fizyolojik süreçlerimizi bile şekillendiriyor.

Suriyeli Aileler Üzerinden İnceleme Yapıldı
Bilim insanları, Suriye’de 1982’de Hama’da yaşanan kuşatma ve katliam ile 2011’deki silahlı ayaklanma sırasında hamile olan annelerden gelen üç kuşaktan oluşan 48 aileyi inceledi. Şu anda Ürdün’de yaşayan bu ailelerden 131 kişiden alınan yanak içi hücre örnekleri analiz edilerek epigenetik değişimler incelendi.
Epigenetik değişimler, DNA diziliminde bir değişiklik olmaksızın genlerin işleyişini etkileyen kimyasal modifikasyonlar olarak tanımlanıyor.
Genetik Değişiklikler Üç Nesil Boyunca Sürdü
Araştırmada, 1980’den önce Suriye’den ayrılan aileler kontrol grubu olarak kullanıldı. Hama olaylarını yaşamış büyükannelerin soyundan gelen bireylerde, 14 farklı gen bölgesinde şiddetle ilişkili değişimler tespit edildi. Bu değişimlerden sekiz tanesi, üçüncü nesle yani torunlara kadar taşındı. Üçüncü nesildeki bireyler doğrudan şiddete maruz kalmamış olsalar da bu değişiklikleri genetik miras olarak aldı.

Bu araştırma sırasında izlenen bireylerde epigenetik yaşlanmanın hızlandığına dair bulgulara da ulaştı. Bu durumun yaşa bağlı hastalık riskini artırabileceği ifade ediliyor.
Savaş Mağdurlarında Şiddete Bağlı Gen Değişiklikleri
Suriyeli iç savaş mağdurlarında ise şiddetle bağlantılı 21 farklı gen bölgesinde epigenetik değişiklikler gözlemlendi.

Florida Üniversitesi’nden araştırmayı yöneten Antropolog Connie Mulligan, “Bu aileler yaşadıklarının duyulmasını istiyor. Deneyimlerini paylaşmak istiyorlar.” dedi.
Aile İçi Şiddette de Bu Genlerin İzi Var
Araştırmacılar, bu bulguların yalnızca savaş ve çatışma ortamlarıyla sınırlı kalmadığını, aile içi şiddet, cinsel şiddet ve silahlı saldırılar gibi pek çok farklı şiddet türüyle bağlantılı olabileceğini belirtiyor.
Şiddetin Gelecek Nesillere Aktarılması ve Empati
Antropolog Mulligan, “Travma ve şiddetin gelecekteki nesiller üzerinde de etkileri olabileceği fikri, insanları daha empatik olmaya teşvik etmeli ve karar alıcıların bu konulara daha fazla dikkat göstermesine yardımcı olmalı.” ifadelerini kullandı.
Bu Durumda Geçmişimiz Geleceğimiz mi?
Atalarımızdan miras kalan bu durum kaderimiz mi? Bu döngüyü kırmak mümkün mü? –MÜMKÜN– Bunun için:
-
Farkındalık: İşte bu metni yazmanız ve bu gerçeğin farkında olmanız, döngüyü kırmak için atılmış en büyük ve en önemli ilk adımdır. Neyin nesilden nesile aktarıldığını anlamak, onunla yüzleşmenin ve onu dönüştürmenin temelidir.
-
Anlamlandırma: Aile geçmişinizdeki travmaları anlamaya çalışmak (acıyı yeniden yaşamadan, anlayışla) bu mirasın olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olur.
-
Destek Almak: Terapi, özellikle travma odaklı terapiler (EMDR, Somatik Terapi, vb.), bu nesiller arası zinciri kırmak için son derece etkili araçlardır. Bireysel veya grup terapisi bu süreçte çok değerlidir.
-
Güvenli Bağlar Kurmak: Sağlıklı, destekleyici ve güvenli ilişkiler kurmak, travmanın etkilerini iyileştiren en güçlü faktörlerden biridir.
-
Kendine Şefkat: Kendinize ve atalarınızın yaşadıklarına şefkatle bakabilmek, suçluluk veya çaresizlik hislerinden sıyrılarak iyileşmeye alan açmanızı sağlar.
Şiddet Miras Kalsa da Şevkat de Miras Kalıyor
Şiddet ve travma miras kalsa da dayanıklılık, şefkat ve iyileşme kapasitesi de miras kalır. Geçmişin yükünü taşımak zorunda değilsiniz. Bu döngüyü kırarak, kendi hikayenizi ve ailenizin gelecekteki hikayesini değiştirebilir, şiddetin izlerini şefkate ve anlayışa dönüştürebilirsiniz. / Sağlıkta Haber
Araştırmanın sonuçları Scientific Reports dergisinde yayımlandı.
