Kuruyemiş alerjisi görülme sıklığı ülkemizde iki katına çıktı. Peki böylesi bir artış neden odu? Kuruyemiş alerjisi nasıl önlenir? Detaylar Sağlıkta Haber'de.
Kuruyemiş alerjisi görülme sıklığı ülkemizde iki katına çıktı. Peki böylesi bir artış neden odu? Kuruyemiş alerjisi nasıl önlenir? Detaylar Sağlıkta Haber‘de.
Kuruyemiş alerjilerinin ülkemizdeki artışına ve oluşturduğu risklere dikkat çeken Türkiye Ulusal Alerji ve Klinikİmmünoloji Derneği (AİD) üyesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel “En tehlikeli besin alerjilerinin başında gelen kuruyemiş alerjilerinin artışına sezaryen doğumlar, bebek beslenmesinde anne sütü kullanımının azalması, aşırı hijyenik yaşama çabası, fazla antibiyotik kullanılması, Batı tipi yaşam biçiminin tercih edilmesi ve bebeklerde ek gıdaya başlamanın geciktirilmesi yol açıyor” dedi.
Kuruyemiş 1 Numaralı Besin Alerjisi
Ülkemizde çocuklarda ve yetişkinlerde bir numaralı besin alerjisi olarak öne çıkan kuruyemiş alerjileri, en tehlikeli besin alerjisi reaksiyonlarının başında geliyor. Kuruyemiş alerjisi sıklığı artmaya devam ederken tıpkı deniz ürünleri gibi zamanla geçmeyen alerji türleri arasında yer alıyor. Ülkemizde alerjinedeni olan kuruyemişler ise fındık, antep fıstığı ve ceviz olarak sıralanıyor.
Neden En Tehlikeli Besin Alerjisi Kuruyemiş?
Dünya Besin Alerjisi Farkındalık Haftası (8-14 Mayıs) sebebiyle kuruyemiş alerjisine dikkat çeken Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) önceki başkanlarından Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, kuruyemiş alerjilerinin çoğunlukla yaşamın ilk iki yılında başladığına ancak, ileri yaşlarda başlayan ama daha nadir görülen tipleri de bulunduğuna dikkat çekti.
Erken Yaşta Görülen Kuruyemiş Alerjileri
“Erken yaşta başlayan kuruyemiş alerjileri daha ağır reaksiyonların nedenidir. Bu reaksiyonların en korkulanı anafilaksi veya halk arasında ‘alerjik şok’ olarak bilinen reaksiyondur” diyen Prof. Dr.Şekerel, şöyle devam etti:
Kuruuyemiş Alerjisi Görülme Sıklığı İki Katına Çıktı!
Kuruyemiş Alerjileri Kalıcı Oluyor
“Anafilakside deri bulgularının yanında sindirim, solunum ve dolaşım sistemleri de olumsuz etkilenir ve oluşan reaksiyon yaşamı tehdit edebilir. Bu nedenle kuru yemiş alerjisi olanlara acil bir durumda kullanmaları için adrenalin otoenjektör veririz ve bu enjektörü her zaman yanlarında bulundurmalarını isteriz. Kuruyemiş alerjileri kalıcı alerjilerin başında gelir. Düzelme sadece hastaların %10-20’sinde olur ve çoğu hastada yaşam boyu sürer.”
Sağlıkta Haber Youtube Sağlık Haberleri
Neden Kuruyemiş Alerjisi?
Besin ve kuru yemiş alerjilerinin görülme sıklığının arttığını anlatan Prof. Şekerel, “Ülkemizde yaşamın ilk yılında besin alerjisi %6-8 oranında görülürken ilerleyen yaşla birlikte bu alerjilerinin birçoğu ortadan kalkar. Ancak kuruyemiş alerjilerinde olduğu gibi yaşam boyu devam eden kalıcı besin alerjileri de olabilir. Sonuçta çocukluk çağında ve erişkin dönemde besin alerjisi görülme sıklığı %0.5-1 iner. Bebeklik çağında yumurta ve süt en sık görülen alerjiler iken çocukluk, ergenlik ve yetişkin yaş grubunda ülkemizde en sık besin alerjisi nedeni kuruyemiş alerjileridir.”
Sezaryen Doğumlar ve Alerjiye Yatkınlık
Son 20 yılda besin alerjisi ve kuruyemiş alerjilerinin görülme sıklığında iki kata yakın artış olduğunu belirten ve bu artışın nedenlerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Şekerel, “Araştırmalar besin alerjisi gelişiminde ailesel özellikler yanında sezaryen doğumların, bebek beslenmesinde anne sütü kullanımının azalmasının, aşırı hijyenik yaşama çabasının, fazla antibiyotik kullanılmasının, Batı tipi yaşam biçiminin tercih edilmesinin ve bebeklerde ek gıdaya başlamanın geciktirilmesinin artışa yol açtığını gösterdi.” diye konuştu.
Kuruyemiş Alerjilerinde Fındık Alerjisi Başı Çekiyor
Ülkemizde en çok fındık alerjisi sonra da Antep fıstığı, kaju ve ceviz alerjisi görülüyor. Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, “Kuruyemiş alerjileri dediğimizde fındık, ceviz, Antep fıstığı, kaju ve badem gibi kabuklu ağaç yemişi alerjilerini ve aslında bir baklagil olan yer fıstığının alerjisini anlıyoruz. Batı toplumlarında yerfıstığı fazla tüketilen ve üretilen bir yemiştir. O yüzden Amerika, İngiltere ve Avusturalya’da yerfıstığı en önemli kuruyemiş alerjisidir. Oysa biz toplum olarak kuruyemişlerden kabuklu ağaç yemişlerini yani fındık, Antep fıstığı ve ceviz tüketimi ile öne çıkan, dolayısı ile de bu alerjilerin daha sık görüldüğü bir toplumuz” dedi.
Kuru Yemiş Alerjisi Ülkemizde Neden Bu Kadar Arttı!
Beslenme alışkanlıklarımız alerjiyi tetikliyor
Beslenme alışkanlıklarımıza baktığımızda kuruyemişlerden kabuklu ağaç yemişlerinin özel bir yeri olduğunu gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Şekerel: “Bu kuruyemişleri kahvaltıda, salatalarda, tatlılarda, soslarda, hatta et yemeklerinde ve de atıştırmalık çerez olarak hemen her öğünde ve günün her saatinde tüketiyoruz. Nitekim, dünya kuruyemiş tüketim ve üretim envanterlerine baktığımızda ülkemizin dünyada 2 numaralı ülke konumunda olduğunu görüyoruz. Fındık üretiminde ve Antep fıstığı tüketiminde yıllardır dünya birincisiyiz. Antep fıstığı üretimde dünyanın 3 numaralı üreticisi olmamıza karşın ithalatta da dünya birincisiyiz çünkü çok üretmemize karşın tüketim çok fazla olduğundan ürettiğimiz bize yetmiyor” dedi.
Bebekler Kuruyemiş ile Erken Tanışmalı
Prof. Dr. Şekerel kuruyemiş alerjilerinin nasıl oluştuğu şöyle açıkladı: “Bundan on yıl kadar önce alerji gelişmesini önlemek için alerjik besinlerin diyete eklenmesini bir iki yıl kadar geciktiriyor ve bunun alerji gelişimini engellemesini bekliyorduk. Ancak beklentimizin aksine bu tutumun besin alerjisinde artışa neden olduğunu gördük. Bugünkü anlayışımıza göre besin alerjenleri egzemalı deriden veya solunum yolundan girerek alerji gelişimine yol açıyorlar. Bu nedenle günümüzde bebeklerde alerjik potansiyeli olan tüm besinleri yaşamın ilk 4 ile 8 ayları arasında başlamayı tercih ediyoruz. Sadece ilk dozu verirken alerjik reaksiyondan korunmak için ilk dozun çok küçük olmasını istiyoruz. Örnek vermek gerekirse, çay kaşığının ucu kadar miktar ile başlıyor ve tedricen verilen miktarı arttırıyoruz.”
Bebekler Kuruyemiş ile Erken Tanışmalı
Binlerce Besin Yüzlerce Çeşit Alerji Var
Kuruyemişlerin neden sık alerjiye neden olduğu anlatan Prof. Şekerel; “Binlerce besin var ve bunlardan sadece 170 kadarı alerji nedenidir. Alerjik besinlerin ortak özelliklerine baktığımızda ise bu besinlerin ısıya, ışınlara, bekletilmeye ve basınca dirençli proteinler taşıdıklarını görüyoruz. Besin alerjisi en çok bu stabil proteinlere karşı gelişir. Kuruyemişler gerçekte tohum niteliğindedirler ve bu stabil depo proteinleri fazla miktarda içerirler. Bu yüzden kuruyemiş alerjilerini sık görüyoruz” dedi.
Kuruyemiş Alerjisi Teşhisi Uzmanlar Tarafından Konulmalı
Kuruyemiş alerjilerinin nasıl teşhis edildiği aktaran Prof. Dr. Şekerel, “Öncelikle besin alerji testlerini her bebeğe veya çocuğa yapmaya gerek olmadığını söylemeliyim. Çünkü bu testler çok duyarlıdırlar. Diğer bir ifade ile yalancı pozitif sonuç verebilirler ve olduğundan daha fazla kişinin besinlere alerjik olarak etiketlenmesine neden olabilirler. Bu nedenle besin alerji testleri sadece yüksek risk taşıyan çocuklara yapılır. Bizim yüksek riskli dediğimiz grubu, şiddetli egzemasi (atopik dermatiti) olanlar ve daha önce bu besinler ile karşılaşmada alerji benzeri bir reaksiyon yaşamış bireyler oluşturur. Tüm dünyada besin alerji farkındalığı çok yüksektir. Besin tüketimi ile yaşanan çoğu reaksiyon besin alerjisi olarak etiketlenir. Oysa besin alerji teşhisi o kadar basit değildir ve profesyonel yaklaşımı gerektirir” şeklinde konuştu.
Kuruyemiş Alerjisinin Artmasında Türkiye’yedeki Beslenme ve Tüketim Alışkanlıkları Ön Planda
Kuruyemiş Tüketiminin Yaygınlığı ve Çeşitliliği: Türk mutfağı ve kültüründe kuruyemişlerin yeri çok büyüktür. Çerezlere, tatlılara (baklava, kadayıf, sütlaç), pilavlara, salatalara ve hatta et yemeklerine bolca eklenirler.
Fındık: Dünya üretiminin %60-70’ini Türkiye karşılar. Dolayısıyla Türk çocukları fındıkla çok erken ve sık karşılaşır.
Antep Fıstığı, Ceviz, Badem: Bu kuruyemişler de mutfağımızın temel taşlarındandır.
Yer Fıstığı: Son 20-30 yılda atıştırmalık sektörünün büyümesiyle (çikolata, gofret, kremalar) yer fıstığı tüketimi de önemli ölçüde arttı.
Maruziyetin Sıklığı ve Miktarı Arttı: Ne kadar sık ve çok maruz kalınırsa, alerji geliştirme olasılığı da bir o kadar artar. Türkiye’de bir çocuğun kuruyemişle tanışmama ihtimali birçok ülkeye göre çok daha düşüktür.
Alerjilere Yönelik Teşhis ve Farkındalıktaki Artış
Daha İyi Tanı Yöntemleri: Eskiden “midem bulanıyor” denilen birçok hafif reaksiyon, artık alerji uzmanları tarafından doğru testlerle (kan testi, deri prick testi) teşhis edilebiliyor.
Ailelerin ve Hekimlerin Farkındalığının Artması: Medya, internet ve sosyal medya sayesinde aileler alerji belirtilerini (kurdeşen, dudakta şişme, nefes darlığı) daha kolay tanıyabiliyor ve doktora başvuruyor. Benzer şekilde, çocuk doktorları ve aile hekimleri de bu konuda daha bilinçli hale geldi.
“Vaka Sayısı Artıyor” ile “Tespit Edilen Vaka Sayısı Artıyor” Arasındaki Fark: Gerçekten hasta sayısı artıyor olabilir, ancak aynı zamanda eskiden teşhis konulamayan birçok vaka artık teşhis edildiği için de istatistikler yükseliyor olabilir.
Çevresel Faktörler ve Diğer Nedenler
Vitamin D Eksikliği: Özellikle kapalı ortamlarda daha çok vakit geçiren, güneşe çıkmayan çocuklarda D vitamini eksikliği görülüyor. D vitamininin bağışıklık sistemi üzerinde düzenleyici bir rolü olduğu ve eksikliğinin alerji riskini artırabileceği düşünülüyor.
Batı Tarzı Beslenme: İşlenmiş gıda tüketiminin artması, bağırsak mikrobiyotasının (faydalı bakteri dengesinin) bozulmasına neden olarak alerjiye yatkınlık yaratabiliyor.
Hava Kirliliği: Özellikle dizel egzoz partikülleri gibi kirleticiler, solunum yollarını hassaslaştırarak alerjenlere karşı tepkiyi şiddetlendirebiliyor.
Türkiye’de Kuruyemiş Alerjisi Arttı Çünkü…
Türkiye’de kuruyemiş alerjisinin artması, “genetik yatkınlığı olan bireylerin, modern yaşamın getirdiği çevresel ve beslenme kaynaklı değişikliklere (hijyen, erken maruziyet, işlenmiş gıda) maruz kalması” ve buna ek olarak Türk mutfağının kuruyemiş açısından son derece zengin olması ile açıklanabilir. Teşhis yöntemlerinin gelişmesi ve farkındalığın artması da bu artışın istatistiksel olarak daha belirgin hale gelmesine katkıda bulunmuştur./ Sağlıkta Haber
Sağlıkta Haber ile sağlık alanındaki gelişmeler ve uzman açıklamalarını takip edin. Sağlıkta Haber güncel sağlık haberleri için güvenilir adresiniz.
Sağlık alanında yaşanan en son gelişmelerden haberdar olmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için Türkiye’nin en kapsamlı sağlık haberleri portalı Sağlıkta Haber’i takip edin!